bilimkadınlariicin-uyelerimizanlatiyor-thumbnail-25102023

Sinem Sandıkçı Gökçen
L'Oréal

Üyelerimiz Anlatıyor
25 Ekim 2023

Türkiye’nin En Uzun Soluklu Toplumsal Fayda Projelerinden “Bilim Kadınları İçin” 21. Yaşında…

Bundan tam 21 yıl önce “Dünyanın bilime, bilimin de kadınlara ihtiyacı var” diyerek bilimsel gelişmelerle dünyanın önemli sorunlarının çözüldüğü ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin her alanda sağlandığı güzel bir gelecek hayali ile yola çıktık ve iş ortağımız UNESCO ile “Bilim Kadınları İçin” projesini başlattık. 

L’Oréal’i bilimi ve kadınları güçlendirmeyi aynı çatı altında birleştirmeyi çok önemsiyoruz çünkü L’Oréal’in kurucusunun bir bilim insanı ve en büyük tutkumuzun inovasyon. Tüketicilerimizin sonsuz güzellik ihtiyaçlarını cevaplayabilmek için her yıl araştırma geliştirmeye en çok yatırım yapan şirketlerden biri olarak bilim DNA’mızda var. Ayrıca varoluş amacımızın önemli bir odağı olarak kadınları her alanda güçlendirmeyi hedefliyoruz.

Dünyamızın karşı karşıya kaldığı sorunların çözümünün ancak bilimle ve bilimde kadınların potansiyellerinin tam olarak kullanılarak sağlanacağını biliyoruz. Araştırmalar gösteriyor ki;  bilimsel araştırmalarda kadınların bakış açıları, yaklaşımları ve öncelikleri çok farklı ve çeşitli. Çok yönlü düşünce şekilleri ve kapsamlı sorular sorma yetenekleriyle kadınlar, bilimsel araştırmaları çok daha farklı, ileri bir boyuta taşıyabiliyor ve projelerini toplumun amacına / ihtiyacına daha uygun hale getirebiliyor. Kadınlar, yaratıcılıkta ve yenilikte sınır tanımıyor.

Buna ragman maalesef ki bilim cinsiyet eşitsizliğinin en çok göze çarptığı alanlardan biri. Lise çağında kadın ve erkelerin bilimde kariyer yapma isteği %50-%50 ile eşit iken, dünyadaki araştırmacıların sadece %33’ü, Nobel Bilim Ödülü kazananların ise sadece %4’ü kadın.  1901'den beri verilen 640 Nobel Ödülü'nden sadece 26'sı kadınların. 

Hem dünyada hem de ülkemizde bu rakamların nerede ve neden kırıldığını, cam tavanların sebebine baktığımızda en temel sorunun kadınlara bilimde fırsat ve kaynak eşitliği verilmemesi olduğunu gördük. Diğer taraftan bilim zorlu koşullarda çok uzun çalışma saatleri gerektiren bir meslek dalı. Özellikle ülkemiz gibi toplumsal baskıların yoğun olduğu kültürlerde bilim kadınlarının kariyerleri ve aile hayatları konusunda bir seçim yapmaları bekleniyor. Ek olarak bu alanda rol model eksikliği önemli bir bariyer olarak karşımıza çıkıyor. Biz de tüm bu iç görülerden yola çıkarak, yıllar içinde bu programı çok daha kapsamlı bir hale getirdik ve kadınların bilimde ihtiyacı olan takdiri, görünürlüğü, finansal kaynağı ve sonraki nesillere ilham vermelerini sağlamak etrafına kurguladık. 

Bilimde üstün başarıyı takdir etmek, yetenekli bilim kadınlarının hak ettikleri bilinirliği elde etmelerine destek vermek ve kız çocuklarına ileride birer bilim kadını olmaları için ilham kaynağı olmak için program 3 katmanlı olarak tasarlandı: İlki küresel çapta kendini ve hayatını bilime adayan kadınların ödüllendirildiği “Uluslararası Üstün Yetenek Programı”. Bu ödül şimdiye kadar 43 milletten 122 bilim kadınına verildi, aralarında bir Türk de var. Programın bu ayağında ödül kazanan bilim kadınlarından 7’si ilerleyen zamanlarda Nobel ödülü aldı. Hatta bu senenin tıp ve fizik alanında Nobel ödülüne layık görülen 2 ismi olan Katalin Karikó ve Anne L'Huillier de bu programın desteklediği isimlerden.

​İkinci kısmı 110'dan fazla ülkede hayata geçirilen yenilikçi ve ilham veren bilimsel araştırmalarıyla gelecek vadeden 40 yaş altı bilim kadınlarının ve onların projelerinin ödüllendirildiği “Ulusal Bilim Kadınları İçin Programı”. Biz Türkiye olarak bu programa en fazla destek veren ilk 5 ülkeden birisiyiz. Şimdiye kadar 110 bilim kadınını desteklemiş olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Ve programın son ayağı ise her yıl ulusal programlarda seçilen genç yetenek arasından en umut veren 15 kadın bilim kadını belirleyen  “Uluslararası Yükselen Yetenek Programı”. Program kapsamında bugüne kadar ülkemizden 5 bilim kadınımız «Uluslararası Yükselen Yetenek» seçildi.

Türkiye’de 21 yılda bilim kadınlarının desteklenmesi yolunda birçok başarı elde edildi.Yıllar içinde programa olan ilginin artması, emeklerimizin ve istikrarlı çalışmalarımızın ülkemizde gerçek bir dönüşüm yaratmaya katkıda bulunması en büyük mutluluğumuz.Tüm bu yaptıklarımızın da katkısı ile bugün Türkiye’de bilimin tüm seviyelerinde %40’a yaklaşan kadın temsiliyet oranı ile küresel ve Avrupa ortalamasının üzerine çıkıldı. Doğal bilimler ve mühendislik alanında %35 ve sosyal ve beşeri bilimlerde %43 ​olacak şekilde kayda değer bir ilerleme kaydedildi. Özellikle bizden çok ileride olduğu varsayılan Avrupa ülkelerine kıyasla gelişimimiz daha iyi durumdayız. Bu rakam Fransa’da %27, Hollanda’da %25, Almanya’da %28 ve Finlandiya’da %32. Bununla birlikte hala gidilecek uzun bir yolumuz ve iddialı hedeflerimiz var…Sırada neden bir Türk bilim kadınının Nobel ödülü alması olmasın ? 

Türkiye’de bilimin gelişmesi ve daha çok bilim insanının yetişmesi, önemli ölçüde fonlara bağlı. “Bilim Kadınları İçin” programı kapsamında sağlanan fon, ödül almaya hak kazanan projelerin devam etmesine önemli bir destekte bulunuyor. Program, olağanüstü araştırmaları ödüllendirerek, profilleri küresel düzeyde tanıtarak ve yükselterek bilim kadınlarını güçlendiriyor. 

Kariyerlerinin başında aldıkları bu burs bilim kadınlarına her anlamda hayat suyu oluyor diyebiliriz. Bu burs ile projelerini hayata geçirip, kendilerine olan inançlarını güçlendirip sonrasında çok önemli projelere imza atan ve Dünyanın en etkin bilim insanları listesine giren çok sayıda isim var. 

Bursiyerlerimize etkili ekip yönetimi, müzakere ve liderlik becerilerinin yanı sıra itibarlarını artırma ve araştırmalarını teşvik etme konusunda koçluk içeren özel bir eğitim programı sunuyoruz ve onları her alanda güçlendiriyoruz. Aynı zamanda gençleri bilimde kariyer yapmaya teşvik etmek için rol modeller yaratıyor ve onları çok geniş kitlelere tanıtıyoruz. Bilimde üst düzey rollerde %10’u geçemeyen kadın temsiliyet oranı her sene arttırarak bilimde “cam tavanı” kırmaya katkıda bulunuyoruz. Tüm kadınlara ben de yapabilirim cesaretini veriyoruz.

Türkiye’nin en uzun soluklu ve sürdürülebilir toplumsal fayda projelerinden olan Bilim Kadınları İçin’i bugün her zamankinden daha çok önemsiyoruz çünkü önümüzdeki 10 yıl içinde bilim, yalnızca güzellik için değil, dünyanın gıda güvenliği, sağlık, su ve hijyen, enerji, okyanusların güvenliği, eko-sistemlerin korunması ve iklim değişikliği gibi Birleşmiş Milletler'in “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” ile mücadele edilmesi açısından çok daha önemli olacak. Özellikle tüm dünyayı derinden sarsan pandemi sürecinde de bir kez daha emin olduk ki insanlığın karşılaştığı tüm sorunların çözümü yalnızca bilimden gelebilir.​ Bilim; dünyamızın geleceği için ne kadar önemli ve vazgeçilmezse, kadınların bilimdeki varlığının da o denli önemli ve vazgeçilmez olduğuna, kadınların bilime katkısının çok daha fazla olması gerektiğine inanıyoruz.   21. yılımızda bu projenin kapsamını genişleterek, daha çok bilim kadınına ışık olmak için, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliği ile üniversiteli genç kızların bilimsel eğitimlerine destek olurken, daha önceki bursiyerlerimizin üniversite öğrencisi bilim kadınlarına ışık olacağı bir mentorluk programı başlattık. 

Bilime olduğu kadar bilimde cinsiyet eşitliğine de ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Bilimde cinsiyet eşitliği ile ilgili bir kamuoyu farkındalığı yaratmak, bu konuda sözcü ve savunucu olacak daha çok kişiyi örgütlemek, rol modelleri görünür yapmak en önemli amacımız. 

Toplumdaki ve bireylerdeki ön yargıların değişmesi ve kız çocuklarının bilimsel çalışmalara aileleri/öğretmenleri tarafından teşvik edildiği, kadınların bilim kariyerlerinde her açıdan yeterli desteğe sahip olduğu ve bilimsel çalışmaların cinsiyete göre değil, potansiyeline göre değerlendirildiği bir ortam oluşturulması için herkesi desteğe davet ediyoruz. 

Türkiye’de de 21 yıl önce hayata geçirdiğimiz bu program bizim için çok önemli 2 konuyu yani bilimsel gelişimi ve kadınların güçlendirilmesini desteklemek için önemli bir araç. Bilimde cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek, bilimde mükemmelliği ödüllendirmek, genç ve yetenekli bilim kadınlarını desteklemek amacıyla UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ile beraber çalışıyoruz.

Bugünün genç bilim kadınlarının hiçbir engele ve ayrıma maruz kalmadan yarının Nobel Ödülü kazananları olabilmeleri için bilimde cinsiyet eşitliğini var gücümüzle destekliyoruz.